Türkiye’den vize başvurularında bir şeyler oluyor
Türkiye’den yapılan İngiltere vizesi başvurularındaki red oranlarının son haftalarda ciddi şekilde arttığına şahit olmaya başladım. Türkiye’de devamlı müşterilerimiz olan seyahat acentaları ve yurtdışı eğitim danışmanlık şirketleri, turistik ya da öğrenci vizelerindeki red oranlarının son zamanlarda ciddi oranda arttığına dair bana bilgi vermeye başladılar. Aynı zamanda hukuki destek almak için doğrudan firmamızla temasa geçen öğrenci veya turistik vizeye başvuracakların sayısındaki ciddi artışlar da gözüme çarpıyor. Bunların çoğunluğu vizesi red edildiği için avukat kullanarak yeniden başvuru yapmak isteyenlerden oluşuyor.
Red edilen başvurular sadece öğrenci veya turist vizeleri ile sınırlı değil. Aynı zamanda eş ve çocuk vizelerinde de yüksek orandaki red sayısı, daha öncesini aratmayacak düzeyde devam ediyor.
Uzun zamandır turist ve öğrenci vizelerinin kolaylıkla verildiğine şahit olduğum için, bu 2 vize türündeki red oranlarının birden bire artmasına şaşırmadım. Geçmiş aylarda, normal yönetmeliğe göre red alması gerektiği halde, konsolosluk görevlilerinin iyi niyeti  (veya ihmali) sonucu vizesini verdikleri çok sayıda kişinin, İngiltere’de ankara anlaşması yoluyla kalma yoluna gitmesi, bakanlıktaki üst düzey yöneticilerin dikkatinden kaçmamış olmalı.
Ancak beni asıl şaşırtan bu değil. Normal yönetmeliğe göre vizesini alması gerektiği halde, ne eskiden ne de şimdi vizesi verilmeyen kişilerin durumu, nedense hiç kimsenin dikkatini çekmiyor. Vizeler onaylanınca ayağa kalkan bakanlık yöneticileri, nedense haksız yere vizesi red edilenler söz konusu olunca, kıllarını kıpırdatmıyorlar.
Vizesi red edilenlerin, neden red edildiğine dair gerekçelerini (Reasons of Refusal) okuduğumda, saçma sapan nedenlerin sudan bahanelerle kullanıldığını görüyorum. Defalarca bakanlık müffettişi John Vine tarafından denetlenen Istanbul vize merkezinin, müffettiş raporlarından kendilerine hiç ders çıkarmadığı açık seçik görülüyor. Önümüzdeki Eylül-Kasım ayları arasında yeni bir teftiş geçirmelerini beklediğim için, bu teftişe kadar önceden kolaylıkla verdikleri vizelerin acısını şu aralar başvuranlardan çıkaracaklarını anlıyorum. Bir şekilde, herkesin vize alamadığını ve red alanların da olduğunu göstermek isteyeceklerdir.
Saçma sapan gerekçelerden laf açılmışken, vizesi red edildiği için firmamızdan hukuki yardım isteyen birinin red gerekçesini örnek olarak vermek istiyorum.
Babanın başarılı bir iş adamı olduğunu anlıyorum. Özel bir üniversiteden yeni mezun olmuşsun ve ingilizceyi iyi düzeyde bilmen gerektiği konusunda sana katılıyorum. Ancak, İngiltere’ye gitmeye karar vermeden önce, neden Türkiye’de dil kurslarına giderek ingilizceni geliştirmeye çalışmadığını açıklayamamışsın. Bu yüzden İngiltere’de dil kurslarına gideceğine inanmıyorum (Farklı bir amacın olmalı ve İngiltere’de sürekli kalmayı düşünüyor olmalısın).
2006’da yayınlanan müffetiş raporu çok açık bir şekilde, başvuranın kendi ülkesinde dil eğitimi almamış olmasının red gerekçesi olarak kullanılamayacağını belirtiyor.
Ayrıca appeal (itiraz) davalarında da neredeyse tüm yargıçlar bu gerekçeleri geçersiz kılıp vizeleri vermişlerdir. (Öğrenci  vizelerinde APPEAL hakkının olduğu zamanlarda).
Neden mi? Çünkü, insanlar ülkesinde ingilizce öğrenebiliyor olsaydı, İngiltere’de dil eğitimine gerek kalmazdı ve British Council’in dünya çapında ofisler açıp milyonlarca sterlin masraf yapması anlamsız olurdu.
Yukarıdaki karara imzasını atan memurun neden böyle bir karara vardığını anlamak mümkün değil.Ancak hukuki olarak bu tür gereksiz vize redlerine karşı ciddi olarak girişimde bulunacağımızda ve bir sonraki teftişte, vizesi red edilenlerin dosyalarının müffetişin önüne çıkarılacağına hiç şüphem yok.
0 yorum