Ankara Anlaşmasında red vermek için yeni bahaneler
Son zamanlarda Ankara Anlaşması vizelerindeki redlerin nedenleri, malum nedenler dışında iki ana sebebe dayanıyor.
Birincisi, süresiz oturum iznine (indefinite) eş, partner ve/veya çocukları ile birlikte başvuranların, İngiltere’de en az iki yıl süreyle, eş ve çocukları ile birlikte yaşadıklarının ispatlanması isteniyor. İki yıldan daha kısa süreyle yaşayan eş ve çocuklara red veriliyor.
İkinci konu ise, gelir testiyle ilgili. Ankara Anlaşmasındaki vize sahibinin bir yılda elde ettiği gelirin, tüm aile bireylerinin yaşamsal giderlerini tek başına karşılayacak düzeyde olması gerekiyor. Daha önce, eş ve çocukların da elde ettiği gelirler, toplam gelire dahil edilmekteyken, şimdi sadece başvuru sahibinin elde ettiği gelire bakılıyor.
Her iki red gerekçesi de, Bakanlığın hazırladığı ve memurların kullanımına sunduğu yönetmelikte yer alıyor. Memurlar, 1971 yasasına göre değil, bu yönetmeliğe göre hareket ettiklerinden son zamanlarda red sayısında ciddi artışlar söz konusu oluyor.
Sorun, memurlarda değil. Memurun eline verilen yönetmeliği hazırlayan Bakanlığın planlama ve hukuk biriminde. 1971 yasasında olmayan hükümleri içermesi, bu yönetmeliği tek başına hukuksuz kılmaktadır.
Büyük ihtimalle Bakanlık bu tür redleri verirken, artık mahkeme hakkı olmamasına güveniyor, ancak yanılıyor.
İşini iyi bilen Avukatlar, mahkeme hakkı olup olmamasına bakmaz. Hukuksuz bir karar söz konusu ise, Bakanlığın haksız, keyfi ve hukuksuz redlerini tereddüt etmeden yüksek mahkemeye taşır, taşımalıdır.
İlerleyen aylarda, Bakanlık ile Ankara Anlaşması Avukatları arasında yeni bir hukuk savaşının başlaması söz konusu olacaktır. Bana göre bu savaşı yine Ankara Anlaşması vizesine sahip olanlar kazanacak, tabii kendine iyi bir Avukat edinmiş olmaları koşuluyla.