İstanbul’daki Başkonsolosluk Vize Birimi Denetim Raporu Açıklandı
Birleşik Krallık Sınır Kontrol Ajansı’nın, İstanbul’daki İngiltere Başkonsolosluk Vize Birimini teftiş raporu 17 Mart’ta yayınlandı. Yayınlanan raporda, çok çarpıcı bilgiler yer alıyor. Bir anlamda, yıllardır vize sisteminde haksızlığa uğrayanların feryatlarını bu rapor dile getirmiş oluyor.
Rapora konu olan İngiltere’nin İstanbul Başkonsolosluğu, Başmüffettiş John Vine tarafından, 24-25 Kasım 2010’da incelemeye alınmıştı. Başmüffettiş, konsolosluğa inceleme yapacağını çok kısa bir süre önceden haber verdiği için, konsolosluktaki memurlar bu teftişten haberliydiler.
Başmüffettiş, raporunda rastgele seçtiği 50 red dosyasını incelediğinden bahsediyor ve vize memurlarının bazı dosyalarda yeterince özen göstermediklerinden ve bazı dosyalarda zorunlu dökümanlar listesinde olmayan evrak eksikliği nedeniyle red kararı verdiklerinden şikayet ediyor ve “her 4 red dosyasından 1’inde memurların dosyayı yeterince incelemeden red kararı verdiği ve vize başvurusunda memurların bazen adaletsiz davrandığı” dile getiriliyor.
Raporun dile getirdiği en çarpıcı bölümlerden biri de, red alması gereken bazı başvurulara olumlu yanıt verildiği, Â olumlu olması gereken bazı başvurulara da red yanıtı verildiğini içeriyor. Ayrıca, bir çok dosyanın düzensizliğinden, bazı delillerin dosyada tutulmadığından ve dosyaların karışmış olmasından yakınılıyor.
Müffettişin raporunu dikkatlice incelediğimde, gözüme çarpan çok önemli ayrıntıları şu şekilde özetleyebilirim:
Vize memurları, red kararı verdikleri başvuruların %24’unde, önlerine gelen dosyayı yeterince incelemeden karar vermişler.
Başmüffettiş, rastgele seçtiği 50 red dosyasından 12’sinde, vize memurlarının, dosyanın tam olmasına rağmen eksik olduğunu iddia ederek red kararı verdiklerini belirtiyor. “Dosyayı yeterince incelediğimde, memurların dosyada olmadığını iddia ettiği belgenin aslında dosyada bulunduğunu gördüm. Bu durumun memurların dosyayı tam incelemeden karar verdiğine işaret ediyor” diyerek, vize memurlarının görevlerini ne kadar layıkıyla(!) yaptıklarını ifade ediyor.
2009 yılı içinde bir müvekkilimin başına böyle bir olay gelmişti. TIER 4 Öğrenci vizesine başvuran müvekkilime, vize memuru okuldan belge olmadığı için red vermişti.  Oysa, müvekkilim bu belgeyi evraklar arasında vermişti. Önündeki evrağı doğru dürüst incelemeden red kararı veren memurlar, acaba, başvuranların ödedikleri vize parasını hiç düşünmezler mi?
Buna benzer örneklerimiz aslında çok. Banka belgesi evraklar içinde olmasına rağmen, bankadan belge getirmediniz diyerek red alan, evlilik cüzdanı evraklar arasında olmasına rağmen, evlilik cüzdanınız yok denilen, gerçekte tüm evrakları tam olmasına rağmen, eksik evrak gerekçesiyle, red alan çok sayıda kişi var. Başmüffettişin bu tespitini çok yerinde ve doğru buluyorum. Umarım, vize bölümü bu rapordan sonra üzerine düşeni daha dikkatli bir şekilde yapar.
Her 3 red gerekçesinden 1’i, zorunlu evrak listesinde olmayan bir evraktan dolayı red verilenleri oluşturuyor.
Düşünün, İngiltere’ye turistik ziyaret için gideceksiniz ve sizden istenilen resmi bir evrak listesi var. Â Siz, üzerinize düşeni yapıyorsunuz ve tüm evrakları eksiksiz veriyorsunuz. Ancak vize memuru, bu evrak listesinde olmayan bir başka evrağı, dosyanıza eklemediğiniz için size red veriyor. Ödediğiniz para da uçup kuş oluyor tabii.
Başmüffettiş, bu konuda çok önemli bir tespitte bulunuyor. Madem, evrak listesinde olmayan bir evrakı görmek istiyorsun, neden bunu başvurana bildirip, bu evrakı talep etmiyorsun? Bu insanların vize için para ödediklerini ve bu evrak eksikliğinden dolayı hataları olmadıklarını düşünemiyor musun?
Benim bu konuda çok sayıda tecrübem var. İngiltere’ye dil eğitimine gelecek olan, İstanbul Üniversite’sinde okuyan bir öğrenci, evrak listesinde belirtildiği üzere, okuduğu okuldan öğrenci belgesini, vize dosyası içine koyuyor. Ancak vize memuru, “okuduğun okuldan, İngiltere’de eğitimin süresince izinli olacağına ve kaydının silinmeyeceğine dair belge vermedin” diyerek başvuruyu red ediyor. Neden red etmesin ki? Vize parası memurun cebinden mi çıkıyor?
Vize dosyasındaki evrakları yanlış yorumlayan memurlar var. Red dosyası içinde bunun oranı %6.
Başmüffetiş raporunda, 50 red gerekçesinin 3’unun, evraklarda yazılanların yanlış yorumlanmasından kaynaklandığını belirtiyor.
Buna benim bir örneğim daha var. Vize başvurunuzda bankada en az 5000 sterlin olduğunu ispatlamanız gerekiyor. Bankadan yazınızı alıyorsunuz, hesabınızda 5000 Sterlin vardır deniliyor. Memur, (muhtemelen gözlüğünü takmadığı için) bu yazıyı 5000 TL vardır şeklinde yorumluyor. Çünkü rakamların hemen yanındaki TL veya Sterlin yazısını okuyamıyor ve hemen red veriyor. Sonuç? İtiraz edip, zaman kaybedecek veya yeniden başvurup 2. vize ücreti ödeyeceksiniz ve bu başvurunuzda memurun gözlük takması için dua etmeyi de unutmayacaksınız.
İçişleri Bakanlığı’nda daha önce görev yapmış olanlar veya vize memurlarıyla çalışmış olanlar iyi bilir. Her vize memuruna dosyayı incelerken Türk yardımcısı mutlaka eşlik ediyordur. Vize memurunun hatalı gördüğü ifadeyi, bu Türk yardımcılar neden düzeltmez, ben buna bir türlü yanıt bulamıyorum.
Red gerekçelerinde memurların haklılık oranı: %50.
Raporun en üzücü ve can alıcı noktası da burada. Başmüffettiş, rastgele seçtiği 50 Â red dosyasından 25’inin yani yarısının, doğru karar olduğunu, red gerekçelerine katıldığını belirtiyor. Buradan şu anlamı çıkarmak mümkün: Red gerekçelerinin diğer %50’sinde başvuranlara haksızlık yapılmış.
Ankara Anlaşması Başvurularında Önemli Ayrıntı
İstanbul Başkonsolosluğu’nda, İngiltere’den yapılan Ankara Anlaşması başvurularında özel bir birimin evrak doğruluğunu kontrol ettiği raporda belirtiliyor. Sheffield’deki Ankara Anlaşmasına bakan ekip, doğrudan Başkonsolosluktaki bu birim ile irtibata geçip, Türkiye’den sağlanan evrakların doğru olup olmadığının kontrolünü istiyor. Raporda, bu birimin incelenen evrakların neredeyse yarısının sahte olduğunun altı çiziliyor ve bu işbirliğinin daha da geliştirilmesinin önerildiği belirtiliyor.
Bu sahte evrak olayı, hepimiz için elbette çok üzücü sonuçlar doğuruyor ve doğurmaya da devam edecek. Ankara Anlaşmasında, sistemin suistimal edilmemesi için çok önemli, aksi halde herkesi etkileyecek çok ters kararlar çıkabilir.
Red alanların hakları ne olacak?
Başmüffetişin rastgele seçtiği bu 50 red dosyası içinde, haksız karar verildiğine hükmettiği 4 kişi, aylar sonra Başkonsolosluktan telefonla aranıp, “kusura bakmayın size yanlışlıkla red vermişiz, istiyorsanız pasaportunuzu gönderin vizenizi verelim” denildiğinde muhtemelen çok şaşırmışlardır.
Peki, bu şanslı kişiler dışındakiler ne olacak? Bu insanların ödedikleri vize paralarının hesabını kim verecek? Buna verilecek cevap tabii çok hoş değil ama maalesef yeniden başvurmaları dışında başka şansları da yok.
Belki de vize başvurusunda profesyonel bir danışman veya göçmenlik avukatından destek almak bu aşamada çok daha önem taşıyor.
1 yorum
sakayik · 21/10/2011 00:21 tarihinde
Ne yaziki bizde bu , evrak bize verilmedi denip , esimi getiremeyenlerden biri oldum, mahkemeye gittik ve daha yeni mahkemeyi kazandin 12/10/2011 esim kismetse vizesini alicak , ama gecen yillar 5 sene uc kere bas vuru , her seferinde degisik bir bahane, en sonkindede sertifika icinde yokdu dendi, ki icerde evraklari tek tek kopisini kendileri cekdi,
benim bu son yildaki degisen kotuye giden sagligimi hic hesaba katicaklarmi, seker hastaligim insuline gecdi, depresyon haplarim uc katina cikdi, cocuk yapma yasim yukseldi ki bunlar 5 sene once nasildi , her sene ne derece kotuye gitti.
bu durumu kiniyorum ve elimden gelen , gerekeni yapacagim,. birazda onlar dikkatli olsun. insani insan yerine koysunlar…