İngiltere’de Ankara Anlaşması vizesine son 1 yıl içinde başvurmuş olanlar, başvurularına ortalama 4 ile 6 ay arasında yanıt almaktaydılar. Ancak, İngiliz İçişleri Bakanlığı, Ankara Anlaşması dosyalarında aşırı yığılmanın önüne geçebilmek için, Eylül 2015’ten itibaren, pazar günleri de memurların fazla mesai yapmalarının önünü açtı ve memurlardan daha hızlı karar vermelerini istedi. Bunun bir sonucu olarak, bakanlık vize memurları, önlerindeki dosyaların detaylarına bakmadan hızlıca kararlar vererek, ellerindeki dosyaları eritmeye başladılar. Hatta durum o hale geldi ki, vize başvurularına biraz daha dikkat edildiğinde red alması olasılık dahilinde olan kişiler dahi, bu süreçte kolaylıkla vizelerini alabildiler.
Aralık başına gelindiğinde, Bakanlık bünyesinde Ankara Anlaşmasına yapılan başvuruların %85’e yakın bir kısmına karar verilmişti. Genel anlamda, bakanlıkta en son Kasım 2015 ortasında yapılmış başvurular yanıt bekler hale gelmişti. Bu, ortalama bekleme süresinin 3 haftaya düştüğüne işaret ediyor.
Bekleme süresinin kısalması, birçokları için iyi bir haber olarak değerlendirilebilir. Ancak, madalyonun bir diğer yüzü daha var. Şu an itibarıyla, memurlar artık ellerindeki dosyalara daha dikkatli karar verebilmek ve dosyaları daha sıkı inceleyebilmek için yeterli zamana sahipler. Bunun bir sonucu olarak, bugünden itibaren Ankara Anlaşması’da eskiden olduğu gibi red sayısının artmasından endişe ediliyor. Zira, görüştüğüm bazı memurlar, daha önce hiç alışkın olmadıkları ve Sheffield’deki eski ekibi aratmayacak yeni tekniklere başvuruyorlar. Örneğin, dükkan satın almalarda ve ortaklıklar üzerine kurulan işletmelerde, dükkan tapusuna ve ortakların niteliklerine kadar detayları inceliyorlar.
Bakanlık, ellerindeki dosya sayısını azaltmak için hızlı inceleme tekniğine sıklıkla başvuruyor. Sadece Ankara Anlaşması dosyalarında değil, bütün vize türlerinde bu uygulamayla karşılaşmak mümkün. Ancak, bu uygulamada çok ciddi adaletsizlikler yapıldığını da belirtmek gerekiyor. Eldeki dosya sayısını eritmek adına, adeta dosyaları açmadan herkese bol keseden vize vermek, belki o dönemde başvurmuş olan kişilerin işine gelebilir. Ancak, eldeki dosya sayısı eritildiğinde, yeni dosyalara adeta bahane bulmak amacıyla gereğinden fazla zaman ayırarak başvuranlara red vermek, çok büyük bir haksızlıktır. Bir kaç ay öncesinde, dosyasına red alacağını düşünerek, valizini toplayıp geri dönmeye hazırlanan kişilere kolaylıkla vize verilirken, bugünlerde gerçekten işini yapan ve vergisini ödeyen kişilere red vermek, demokrasinin ve adaletin beşiği bir ülkeye hiç yakışmıyor.
Bunu, görüşebildiğim memurlarla paylaşmaya çalışıyorum ancak yine de önümüzdeki süreçte Ankara Anlaşmasına başvuranları çok sıkıntılı bir sürecin beklediğini belirtmem gerekiyor. Ankara Anlaşmasına başvuranların çok dikkatli olmaları, dosyalarını titizlikle hazırlamalarını ve bundan bir kaç hafta öncesinde başvurup zorlukla karşılaşmadan vize alanların durumlarına aldanmamalarını tavsiye ediyorum.