İngiltere vize sisteminde, turist vizesi dışında kalan kategorilerde vizeniz red edilir ise, geçen yıla kadar göçmenlik mahkemelerine gitme hakkınız vardı. Mahkemeler, tamamen tarafsız olarak çalıştıklarından, verdikleri kararlar da tarafsız olabilmekteydi.
İngiltere İçişleri Bakanlığı’nın red ettiği vize başvurularının neredeyse yarısı bu bağımsız mahkemelerden geri dönmekteydi. Bu, bakanlığın canını sıkmış olacak ki, vize başvurularındaki göçmenlik mahkemesine gitme hakkını tamamen kaldırdılar ve kamuoyundan gelecek tepkiyi azaltmak için, AR – Administrative Review yani İdari İnceleme olarak adlandırdıkları ucube bir sistemi uygulamaya aldılar. Ucube diyorum çünkü, bu sistemde bir memurun verdiği red kararına yapılacak itirazı yine aynı bakanlıkta başka bir başka memur incelemekte. Dolayısıyla red kararına yapılacak itirazlarda sonucun adil ve tarafsız olacağına inanmak saflıktan öteye gitmeyecektir.
AR-Administrative Review uygulaması, sözde daha hızlı ve adil (!) kararlar vermek üzere uygulamaya konulmuştu. Bakanlık, AR uygulamasını başlattığında, görkemli tanıtım faaliyetleriyle, kamuoyunu uyutmayı da ihmal etmemişti. Bahaneleri, uzun süren mahkeme süreçleri yerine, AR  yani idari inceleme uygulaması ile vize başvurusunda bulunanlara hızlı yanıtlar verilmesiydi.
Uygulama ilk başladığında, bu forum sayfalarımda ısrarla bunun bir kandırmaca olduğunu belirtmiş ve vize redlerinin incelenmesinin tarafsız mahkemeler yerine bakanlık bünyesindeki başka memurların insafina bırakılmasının sonucu değiştirmeyeceğini defalarca belirtmiştim. Maalesef haklı çıktım. Şimdiye kadar vize başvurusunda red alıpta, AR başvurusunda bulunanlardan -bir kaç istisna hariç- neredeyse hiç kimse olumlu bir sonuç alamadı.
Özellikle Ankara Anlaşması vizelerinde keyfi redlerle hayatı alt üst edilenlerin tek umudu olan AR-İdari İnceleme başvuruları komedi filmlerini aratmayacak saçmalıkta gerekçelerle geri çevrilmekte. AR sonuçlarından cesaret aldıklarından olsa gerek, vize memurları akla hayale sığmayan red gerekçeleri üretmekte, bu red gerekçelerine karşı yapılan itirazlardaki AR incelemesini yapan memurlar skandal kararlara imza atmakta, hukuk sistemi ayaklar altına alınmaktadır.
Türkiye’de vergi rekortmeni olmuş bir işinsanının İngiltere’de kendi işini kurma konusunda ciddi olmadığı ya da Amerika’da 500 bin dolar sermayeli başarılı bir restauran sahibinin İngiltere’de açacağı restaurantı işletecek düzeyde bilgisi olmadığı ileri sürülerek vizeleri red edilirken, yapılan AR itirazlarına bakan memurlar aynı akıl dışı yöntemlerde ısrar etmekteler.
AR başvurularında o kadar karamsar sonuçlar ortaya çıkmaktadır ki, bunlardan en belirgin olanı Ankara Anlaşmasında ilk yılını tamamlayan birine, vize memurunun tam 12 ayı tamamlamadığı gerekçesiyle 3 yıl yerine 1 yıl uzatım vermesi olmuştur. Ankara Anlaşmasında olan birinin teknik veya pratik olarak ilk yılında 12 tam aylık finansal rapor sunması imkansızdır. Durum bu halde iken ve diğer herkes 3 yıl uzatım alırken, bu kişiye neden 1 yıllık vize uzatımı verildiğine ne vize memurunun kendisi ne de AR incelemesini yapan memur yanıt verebilmiştir.
Kırmızı ışıkta geçtiği için, kalıcı oturum aşamasındaki birine -yasada böyle bir kural olmamasına rağmen- keyfi olarak red veren memurun kararına, AR dosyasına bakan memur koşulsuz sahip çıkabilmiştir. Yasada olmayan bir uygulamayı kendi kafasından uydurup, bir insan hayatıyla vicdansızca oynayan bu memurlara gereken yanıtlar elbetteki yüksek mahkemelerde açılacak tazminat davaları yoluyla verilecektir. Ancak, bu tür keyfi redlerin önüne geçebilmek için, Ankara Anlaşmasında göçmenlik mahkemesi hakkının geri kazanılması çok önemlidir. Bunun için ise Ankara Anlaşması ile İngiltere’de kalanların kendi aralarında birleşmeleri ve İçişleri Bakanlığı’nı göçmenlik mahkemesi hakkını hukuksuz kaldırdığı için mahkemeye vermeleri gerekmektedir.
Birleşip, İçişleri Bakanlığına karşı toplu dava açılmadığı sürece, keyfi redler katlanarak artmaya devam edecek ve sonuçta herkesi olumsuz etkileyecektir. Unutmayın, ayrı ayrı dava açmanın maliyeti çok yüksektir. Ancak birleşerek açılacak bir dava, masraflar paylaşıldığı için ayrı ayrı açılan davalarla kıyaslanamayacak ölçüde düşük maliyetli olacaktır.