Johnson’ı çok yakında tanıyan milletvekili arkadaşları, kendisinin ayrılıkçıların kazanacağına hiç bir zaman ihtimal vermediğini, sadece politik nedenlerle ayrılıkçıların yanında durduğunu ve ilerde başbakan olma hesapları yaptığını ifade ediyorlar. Ayrılıkçıların kazanamayacağını bile bile, neden ayrılıkçılarla beraber olduğunun yanıtını ise çok basit bir şekilde açıklıyorlar. “Ayrılıkçı oyları alarak, Muhafazakar Parti’den başbakan olma hesapları kuruyordu. Ayrılıkçılardan %35 alması durumunda bile, tek başına başbakanlık koltuğuna oturacaktı” diyerek, kişisel hırsları yüzünden ülkeyi felaketin eşiğine sürüklediği için Boris Johnson’a ateş püskürüyorlar. Hatta bazı Türkiye kökenli İngiliz Vatandaşları, Boris Johnson’un dedesinin de kurtuluş savaşında kişisel hırsları yüzünden Türkiye’ye ihanet ettiğini belirterek, Boris’in de dedesinin izinde gittiğini ve kendi ülkesine ihanet ettiğini söylüyorlar.
Referandum sonrası “AB’den çıkmak için aceleye gerek yok” diyen Johnson, bugün, bir TV programına yaptığı “İngiltere’nin ortak pazardan ayrılmasına gerek yok” açıklamasıyla herkesi şaşırtmaya devam etti.
Öte yandan, bugün Brüksel’de toplanan AB Parlamento oturumunda söz alan, aşırı sağcı ayrılıkçı ırkçı Lider Nigel Farage, “Vurdumduymazlık yaparak bize yalan söylediniz ve bizi ayrılmaya zorladınız” diyerek, zoraki ayrılık yaptığını bir bakıma kabul etmiş oldu.
Bizzat ayrılıkçı liderlerin ağzından, ayrılığın gerçekleşmeyeceği yönünde ipuçları geliyor. Bu durumdan, AB’nin daha da güçlenerek çıkacağını düşünenler de var. Zira, AB’den çıkmaktan yana insiyatif aldıktan hemen sonra “pişman olan” İngiltere, özellikle Fransa ve Hollanda’daki aşırı sağcı ırkçı partilere kayacak olan oyların önünü kesecektir. Zira sadece 3 günde İngiltere 100 milyar sterlini aşan (Türkiye bütçesinin 2 katı) bir zarara uğradı.
Şu anda, Ankara Anlaşması dosyasına bakan memurlardan, işlemlerin durdurulduğuna veya yeni başvuru kabul edilmeyeceğine dair hiç bir duyum almadım. Tam tersine, bizzat İngiliz İçişleri Bakanı Theresa May’in, özellikle AB yasalarının uygulandığı birimlere talimat geçerek, işlemlere eskiden olduğu gibi devam edilmesini istediği söyleniyor.
Bu gelişmeler ışığında, bazı yorumcular ve köşe yazarları, İngiltere’nin AB’den hiç bir zaman çıkmayacağını savunurken, buna ispat olarak bizzat ayrılıkçı liderleri, Boris Johnson ve Nigel Farage’i veriyorlar.