Türk Vatandaşlarının Schengen bölgesi içindeki AB ülkelerine vizesiz seyahati Ekim 2016’dan itibaren mümkün olabilir.Â
29 Ekim 2015’te, Avrupa Birliği, vizesiz seyahat için Türkiye’nin göçmen politikalarındaki yükümlülüklerini yerine getirmesi koşuluyla, Ekim 2016’ya kadar vizesiz seyahat programına dahil edilebileceğini belirtti. Bu, Schengen bölgesine seyahat etmek isteyen Türk Vatandaşlarına vize uygulamasının kaldırılması anlamına geliyor.
Vizesiz seyahatte Türkiye’den beklenilen nedir?
Vizesiz seyahat programına dahil edilebilmesi için, Türkiye’nin yapması gereken çok ciddi ve ağır ev ödevleri var:
- Türkiye üzerinden Avrupa’ya mülteci akının kesilmesi için Türkiye’nin etkin sınır kontrolü yapması,
- Türkiye’nin yüksek oranda mülteci ihraç eden ülkelere uyguladığı vizesiz seyahat serbestisini kaldırması,
- Türkiye üzerinden Avrupa’ya geçen mültecileri geri alması.
Vizesiz seyahat, sadece schengen ülkeleri ile sınırlı
Türkiye’nin yukarıda sayılan ödevleri yapması durumunda, Türk vatandaşlarına sadece schengen bölgesi için vizesiz seyahat olanağı sağlanacak. Amerika, Kanada gibi ülkeler ve Schengen bölgesi dışında kalan İrlanda ve İngiltere’ye vize almadan seyahat etmek mümkün olmayacak.
Vizesiz sehayat, sevindirici bir gelişme midir?
Hem evet, hem hayır.
Evet, çünkü Türk vatandaşları Schengen ülkelerine seyahat için vize kuyruklarına girmek ve vize parası ödemek zorunda kalmayacaklar.
Hayır, çünkü, vizesiz sehayat serbest dolaşım değildir. Vizesiz olarak schengen bölgesindeki bir ülkeye kadar gidip, sınır kontrollerine takılma ve ülkeye alınmadan geri gönderilme riski vardır. Yapılacak onca masraf sonunda (uçak bileti, yurtdışı çıkış harcı, otel rezervasyon paraları vs), ülkeye giriş yapamadan geri gönderilmenin faturası, vize parasından çok daha yüksek boyutlara ulaşabilir.
Vizesiz Seyahatin en belirgin artıları: Vize kuyruğu, randevu, vize başvuru parasının olmamasıdır.
Ancak, madalyonun bir başka yüzü daha var: Schengen ülkesine vizesiz seyahat edenler, ülkeye varışlarında, havaalanında veya sınır kapılarında göçmenlik kontrolüne tabi tutulurlar. Bu, aslında bir bakıma Türkiye’de vize almaktan farklı bir uygulama değildir. Tek farkı, vize ücreti ödenmez. Sınır kontrollerinde, normalde vize başvurularında kullanılan her tür belgenin, sınır kontrolünü yapan görevlilere sunulması gerekebilir. Örneğin, ne iş yaptığınız, ne kadar kazandığınız, seyahat nedeniniz, nerede kalacağınız, yanınızda ne kadar para olduğu ve dönüş biletinizin olup olmadığı sorgulanabilir ve bunların belgeleri istenebilir.
Sınır kontrolünü yapan görevli, aynen Türkiye’deki vize başvurusundaki vize memuru gibi, ülkeye giriş yapıp yapamayacağınıza karar verme yetkisine sahiptir. Bu, vizesiz seyahat özgürlüğüne rağmen, bir ülkenin egemenlik haklarını kullanması sonucu ülkeye girişinizin engellenebileceği ve geldiğiniz ülkeye geri gönderilebileceğiniz anlamına geliyor.
İşin kısası: Vizesiz seyahat aslında bir formalitedir. Serbest dolaşım olmadığı sürece, bir ülkeye vizesiz sehayat etmek, o ülkeye girişi garanti etmez. Haklı veya haksız yere nasıl vizeler red edilebiliyorsa, sınır kapılarından da haklı veya haksız yere geri çevrilmeler olacaktır.
Bu yüzden önemli olan vizesiz seyahat değil, SERBEST DOLAŞIM’dır.
Serbest Dolaşım için Türkiye’nin mutlaka Avrupa Birliği’ne girmesi gerekir. Ancak bugünkü konjektürde, yani, zayıf insan hakları karnesi, düşük yaşam kalitesi, yetersiz ve adil olmayan ekonomik gelir dağılımı yüzünden, serbest dolaşım ve AB üyeliği, şu an için uzak bir hayal gibi görünüyor.